Geçtiğimiz haftasonu Birleşik Emekliler Sendikası Gebze Şube Başkanı Selçuk Süzen'in davetlisi olarak bölgedeki emeklilerin katıldığı bir toplantıya katıldım. Birleşik Emekliler Sendikası Genel Başkanı Mahmut Şengül'ün de katıldığı ve bir konuşma yaptığı toplantıda birçok sektörden emekliyi birarada görme fırsatı buldum.
Son dönemde toplum olarak hepimizin bildiği gibi emekli maaşlarına yeterli zammın yapılmaması nedeniyle çok zor şartlarda yaşadıklarını duyuyor, zaman zaman da yayınlarımızda bunlara yer veriyroduk. Fakat bu toplantıda emeklilerin gerçekten çok ağır günlerden geçtiğine gözlerimle şahit oldum. Çok farklı sektörlerden emekli olmalarına rağmen yaşadıkları darlık, fakirlik, derin yoksulluk feri gitmiş gözlerinden ve yüzlerindeki derin çizgilerden adeta dışarı taşıyordu. Kimisi umutla konuşanları dinliyrken, kimisi de başını eğmiş, öylece yere bakıyordu. Ama hepsi kederliydi. Hepsi dertliyidi ve birr çıkmaz labirentin içine girmiş gibi içinden çıkış yolu bulamadıkları bu çıkmaz karşısında şaşkın ve sinirliydi. Toplantı salonuna biraz geç gittiğimden dolayı en arka sıralarda yer bulduğum için tüm bu içimizden biri piri fanileri, gerçek anadolu insanlarını tek tek inceleme fırsatı buldum. Kahır boğazımda düğümlendi. Toplantı sırasında Başkan Süzen ve Genel Başkan Şengül'ün etkili ve gerçekçi konuşmalarından ziyade bu dede ve ninelerin çaresizliği beni derinden etkiledi. Karşılaştığım bu gerçeklik karşısında adeta ne yapacağımı şaşırdım, hatta bir tanıdık simanın bana yanaşıp hal hatır sormasına bile sanki bu durumdan ben de sorumluymuşum gibi gerekli karşılığı vermedim. Toplantı bittikten sonra katılanlara tavuk ve pilav ikram edildi. Büyüklerimiz pilavlarına ekmeği katık edip yerken benim boğazım düğümlendi, daha fazla dayanamayarak ikram edilen bir bardak suyu aldım ve kimseye Allahaısmarladık dahi demeden oradan ayrıldım....
Buradan büyüklerimiz adına yetkili yetkisiz tüm kamuoyuna seslenerek emeklilere biran önce sahip çıkılmasını, maaşlarının artırılmasını ve yaşam şartlarının düzeltilmesini rica ediyorum. Aksi takdirde bu yılların emekçisi ve şimdilerin garibanlarının ahı sadece sorumluları değil, buna seyirci kalan herkesi yakıp kavuracaktır!